Hak İhlali Raporları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hak İhlali Raporları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2009 Cuma

Edirne F tipinde Kürtçe yasağı

EDİRNE (29.01.2009)- Adalet Bakanı, “hapishanelerde sorun yok” diye dursun, keyfi uygulamalar ve hak gasplarına her gün bir yenisi daha ekleniyor. Edirne F Tipi Hapishanesi'nde tutsaklara Kürtçe konuşma yasağı uygulanıyor.

Kürtçe konuşma yasağı yok” diyen Adalet Bakanı'nı yalayan Av. Asya Ülker, Edirne F tipi'nde Kürtçe konuşma yasağının uygulandığını belirtti. Ülker, hapishanedeki aramaların çok kötü şekilde yapıldığını, hücrede bulunan defter ve tutsakların yazılarına el konulduğunu kaydetti. 'İdeolojik görülen' yazılar nedeniyle tutsaklara sık sık keyfi disiplin cezaları verildiğini aktardı.

Av. Ülker, Edirne F Tipi Hapishanesi'nde aile ve avukat görüşlerinde, revire götürülmeleri esnasında, tutsakların rencide edici muamelelere maruz kaldıklarını, arama noktalarında kemerlerinin çıkarıldığını, fermuarlarının açtırıldığını ve bu uygulamanın iki aydır devam ettiğini söyledi.

Ülker, tutsaklara hücrelerinden çıkarılmadan önce fermuarlı pantolon giymemeleri, bunun yerine eşofman giymeleri istendiğini ifade etti. Ülker, karşı çıkan tutsakların ise aile ve avukat görüşlerine çıkartılmadığını vurguladı.

Kaynak: Atılım

25 Ocak 2009 Pazar

İHD HAPİSHANELER RAPORU (Eylül 2008 - Ocak 2009)

CEZAEVLERİNDE YAŞANAN SORUNLAR DEVAM EDİYOR. ADALET BAKANI SORUN YOK DİYOR.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, cezaevlerinde yaşanan hukuk dışı ve keyfi uygulama iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, cezaevlerinde sohbet hakkı dahil hiçbir sorunun olmadığını iddia etti. Şahin, 45/1 Nolu genelgenin bütün cezaevlerinde uygulandığını savundu.

Bize yapılan başvurular Adalet Bakanı Şahin’in söylediklerinin tam tersini göstermektedir.
• Genelgede yer almamasına rağmen, Kürtçe konuşma yasağı devam etmektedir. Kürtçe konuşulduğunda da telefon ve ziyaretçi görüşü engellenmektedir. Kürtçe konuşanların Türkçe bilmediğini ispatlaması istenmektedir.
• Cezaevlerinde yayınlanan (45/1) genelgeye rağmen tutuklu ve hükümlülerin ortak alanları kullanamadığı ve cezaevi idaresiyle yapmak istedikleri görüşmelerin sürekli olarak engellendiği belirtilmektedir.
• Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü bulunan Tahir Laçin, Erol Zavar, Ali Gülmez, Zeynel Karabulut ve Ercan Akpınar; “Adli tutukların, siyasi tutuklulara ağır küfürler edip, 'Kürtlere ölüm' sloganı atıp, siyasilerin hücrelerine havalandırmadan cam eşyalar ve kaynar su attıklarını, insan onurunu kırıcı hareketlerde bulunduklarını ” belirtmektedirler.
• Cezaevlerinde genel aramalarda ciddi hak ihlalleri yaşanmaktadır.
• Diğer cezaevlerinde 45 günde bir yapılan genel aramaların Kırıkkale F Tipi Cezaevi'nde 15 günde bir yapılmaktadır.
• Tutuklulara basit nedenlerle çok sayıda disiplin ve hücre cezası verilmektedir. İdarenin verdiği panoya yine kendi denetimlerinden geçen bir fotoğrafı asmak saldırı ve disiplin cezası nedeni olabilmektedir.
• Cezaevlerinde haftalık gazete ve dergilere sansür uygulanmaktadır. Bolu F Tipi Cezaevi’nde Mehmet Kulaksız’ın bulunduğu hücredeki gazete eklerine el konulmuştur.
• Cengiz Kahraman’ın, derneğimizin düzenlemiş olduğu Çember konulu fotoğraf ve resim sergisine göndermek istediği 3 adet resmine idare tarafından el konulmuştur.
• Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan tutuklu ve hükümlülere uzun süredir çeşmeden içme suyu verilmemektedir. İçme suyunu kantinden satın almak zorunda kalan tutuklu ve hükümlüler aylık ortalama 50 YTL su parası ödemektedir.
• Yaşlı ziyaretçiler girişte göz retina taraması sırasında cihazı kullanmakta zorlandıkları için ziyarete geç kalmaktadırlar.
Cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunları ve tedavi engelleri giderek artmaktadır. Basit hastalıklar bile kronik hale gelmektedir.
Ulusal Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, hapishanelerin verem hastalığı konusunda önemli yerler olduğunu söyleyerek, "Buralarda tüberküloz ile mücadele ciddi bir sorun. Nakillerde, hastaların tedavisinde değişiklikler olabiliyor. Nakil olan hastalar yeterince takip edilemiyor. Hapishanelerdeki tüberkülozla mücadele konusunda bir çalışma grubu oluşturulması gerekir" demiştir.
• Yemeklerin kalitesiz, suyun sağlıksız olmasının ağır sağlık sorunlarına davetiye çıkardığı tutuklu ve hükümlüler tarafından belirtilmektedir.
• Cezaevinde kadrolu doktor olmadığı için geçici görevlendirmeyle gelen doktorların haftada iki gün gelmesi, araya resmi tatiller girince tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerinden faydalanması zorlaşmaktadır.
• Tutuklu ve hükümlülerden ağır sağlık sorunları olanların acil hastaneye götürülmesi gereken durumlarda bile bir ağrı kesici verilerek hücrelerine geri gönderilmektedirler.
• Tutuklu ve hükümlülere reçetelerine yazılan ilaçlar tam olarak verilmemekte, özellikle ağrı kesici ve vitaminler bu kapsamda tutulmaktadır.
• Revire çıkabilen tutuklu ve hükümlülere de rahatsızlıklarının “psikolojik” olduğu söylenerek ya da bir aspirin verilerek geri gönderilmektedir.
• Uzun süreli takip edilmesi gereken rahatsızlıkları bulunan tutuklu ve hükümlüler hiç hastaneye götürülmeyerek tedavileri engellenmekte, gidebilenlerde tedavi kelepçeli ve askerlerin odada bulunması dayatılmaktadır. Bu uygulama reddedildiğinde genelde doktorun odasından zorla çıkartılmaktadırlar.
• Cezaevlerinde artan disiplin cezalarını AİHM’e taşıyan tutuklu ve hükümlüler bu konuda sonuç almıştır. AİHM, başvuru yapan hükümlü Ali Gülmez’e Türkiye’nin tazminat ödemesi kararını vermiştir. Ve Cezaevlerinde yaşanan disiplin cezalarına dönük Türkiye’den görüş istemiştir. Bizler biliyoruz ki AİHM’in bu konuda sonucu olmasına rağmen halen cezaevlerinde disiplin cezası uygulaması devam etmektedir.

İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu olarak, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin takipçisi olacağımızı bir kez daha vurguluyor, kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.


İHD Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu