hapishanede ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hapishanede ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Eylül 2011 Cuma

Hapishane Aracı Yandı: 5 Ölü


Van'dan İstanbul'a tutuklu götüren ring aracında çıkan yangın sonucunda Sinan Askan (18), İsmet Erin (33), Medeni Demir (47), Abdülsetter Ölmez (35) ve Akif Karabalı (24) isimli tutukluların yanarak öldüğü açıklandı.

16 Eylül 2011 Cuma sabahı saat 06:30 sıralarında 34 BL 2564 plakalı ring aracı Kayseri'nin Pınarbaşı ve Sivas'ın Gürün ilçeleri arasındayken çıkan yangının teknik bir arıza sonucu meydana geldiği açıklanırken, tutukluların kaldığı bölümün jandarmalar tarafından niçin açılmadığı da merak konusu oldu.

İstanbul’dan gelen cezaevi aracının, İskele Mahallesi’nde bulunan Van M. Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatan hükümlüler Medeni Demir, Sinan Askan, İsmet Erin’i İstanbul’da görülen bir davanın duruşmasına götürmek üzere aldığı belirtildi. Yanan diğer mahkumlar Abdülsettar Ölmez ve Akif Karabalı’nın İse İstanbul’dan Van’daki bir duruşmaya getirildiği ve tekrar İstanbul’a götürüldükleri bildirildi.

Tutuklu ve hükümlülerin her türlü nakil işlemi için kullanılan ring araçları bugüne kadar çok sayıda şikayete konu olmuştu. Nakiller sırasında jandarmadan ayrı bir bölmede tutulan tutuklular, yasalar gereği kelepçeli olarak ve görevli jandarma personelinin her türlü keyfi uygulamasına maruz kalacak şekilde yolculuk etmek zorunda bırakılıyorlar. Kaza benzeri olağanüstü durumlarda ise tutukluların "kaçmasına engel olmak" için hayati tehlike söz konusuyken bile ring araçlarından çıkarılmadıkları da biliniyor.

Son on yılda hastalık, intihar gibi nedenlerle hayatını kaybeden on bin tutuklu ve hükümlü ise her zamanki gibi basının ya da politikacıların ilgisini elbette çekmiyor.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

10 yılda 1659 ölüm

Tecrite Karşı Mücadele Platformu, AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaptığı oturma eyleminde, cezaevlerinde son 10 yılda 1659 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılmasını istedi.

Tecrite Karşı Mücadele Platformu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaptığı basın açıklamasının ardından bir saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını okuyan Enver Gündüz, Adalet Bakanlığı verilerine göre, son 10 yılda 1659 tutuklunun ecel, intihar, hastalık gibi gerekçelerle yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Gündüz, "Bizler tutsak yakınları, demokratik kitle örgütleri ve devrimciler olarak 'ecel, intihar, hastalık' gibi gerekçelerle bir katliama dönüşen bu zindancı geleneğin karşısında tüm tutsakları, hasta tutuklu ve hükümlüleri her koşulda sahiplenmeye devam edeceğiz" dedi.

Açıklamanın ardından, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin tedavi haklarının derhal sağlanması, ölümlerin son bulması ve gerçek nedenlerinin açıklanması ve hasta tutukluların serbest bırakılması için bir saatlik oturma eylemi yapan platform bileşenleri, Çav Bella'yı söyledi.

Kaynak: İnternational-A

15 Ocak 2009 Perşembe

Hapishanede 4 ay bir cana maloldu.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından 2005 yılında Lösemi teşhisi konulan ve 2008 Şubat ayında tutuklanarak tedavi süreci kesintiye uğratılan 19 yaşındaki Gurbet Mete tahliyesinden 6 ay sonra hayatını kaybetti.

Lösemi hastası olduğu bilindiği halde, tutuklu bulunduğu süre zarfında tedavisinin engellendiği belirtilen Gurbet Mete'nin; Diyarbakır E Tipi Hapishanesi'ndeki 4 aylık tutukluluğun ardından, hastalığı ölümcül aşamaya ulaştıktan sonra tahliye edilmesi hapishanelerde ölümü bekleyen tutsakları bir kez daha gündeme getirdi.

Hapishanelerde hala çok sayıda kişinin ölümcül hastalıklarla boğuşmakta olduğu ve tedavi için gerekli koşullara sahip olmadıkları için her an hayatlarını kaybedebilecekleri biliniyor.

26 Aralık 2008 Cuma

Hapishanelerde bir ölüm daha...

Ferizli L Tipi Hapishanesi'nde cinayet zanlısı olarak tutuklu bulunan Fatih Kolbasar, mahkemede duruşmaya çıkacağı günün sabahı odasında ölü bulundu. Ölüm tutanağında, Fethi Kolbasar'ın ağzında çorap bulunduğu, elleri ve ayaklarının bağlı olduğu ifadeleri yer alırken bu durumdaki bir kişinin nasıl olup da kendini astığı merak konusu oldu.

Ferizli L Tipi Hapishanesinde 16 Aralıkta kendini asarak intihar ettiği öne sürülen Fatih Kolbasar'ın ağabeyi, kardeşinin ölümünün şüpheli olduğu gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Ağabey Recep Kolbasar, Ferizli Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, cinayet iddiasıyla 7 aydır hapishanede tutulan kardeşi Fatih Kolbasar'ın (31) cesedinin, 16 Aralıkta tek başına kaldığı odada çamaşır ipiyle pencere demirine asılı halde bulunduğunu öne sürdü.

Kardeşinin ölümünün şüpheli olduğu gerekçesiyle Ferizli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden ağabey Recep Kolbasar, en son Kurban Bayramı'nda ziyaret ettiği kardeşinin moralinin çok iyi olduğunu ve 17 Aralıkta çıkacağı mahkemeyi beklediğini bildirdi.

Kardeşinin işlemediği bir cinayetten dolayı 7 aydır tutuklu bulunduğunu iddia eden Recep Kolbasar, şu görüşleri dile getirdi:

''Kardeşimin ölüm tutanağı baştan sona çelişkili. Olayın çeşitli yorumlara açık bir ölüm olduğu belli. Tutanakta, kardeşimin ölümünden 2 gün önce bileklerini keserek intihara teşebbüs ettiği, bu nedenle tedavisi için hastaneye kaldırılıp orada bir akşam yattıktan sonra tekrar cezaevine getirildiği belirtilmiş. Tutanağa göre kardeşim, intihar teşebbüsünden uzak kalabileceği cezaevindeki tek keşilik başka bir odaya alınmış. Bu odada metrelerce uzunlukta çamaşır ipinin ve bandajın bulundurulması, intihara teşebbüs edecek kişinin teşebbüsüne mani olmak mıdır, yoksa yardımcı olmak mıdır?''

Tutanakta kardeşinin ayaklarını, ellerini kendisinin bağladığının anlatıldığını ifade eden Recep Kolbasar, ''Kardeşimin ölümü baştan sona şüpheli. Bu konunun araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunduk'' diye konuştu.

15 Kasım 2008 Cumartesi

Bu Yıl Cezaevlerinde 26 İnsan Öldü


İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) Ocak-Eylül 2008 arasını kapsayan cezaevleri raporuna göre, bu dönemde derneğe gelen her 10 hak ihlali başvurusundan biri, işkenceyle ilgili. Tecrit nedeniyle 46, Kürtçe konuşmanın ve haberleşmenin engellenmesiyle ilgili 171 başvuruBağlantı var.

Bu dönemde cezaevinde ya da cezaevinden sağlık nedenleriyle çıkarıldıktan hemen sonra ölen insanların sayısıysa 26. Aralarında Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Kuddusi Okkır, Siirt'te ölen Ali Çekin de var. Listeye en son eklenen ad, Metris Cezaevi'nde yapılan işkenceden sonra 10 Ekim'de hastanede ölen Engin Çeber.

Toplam 2 bin 110 başvuru

Derneğin merkezine ve 29 şubesine, bu dönemde cezaevlerinden gelen hak ihlali başvuru sayısı 2 bin 110. Bunların dağılımı şöyle:

Cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye maruz kalanlar: 238
Sağlık hakkı ihlali: 370
Beslenme, ısınma ve fiziki koşullardan doğan ihlaller: 44
Disiplin soruşturmaları nedeniyle yaşanan ihlaller: 918
Kürtçe konuşma ve haberleşme önündeki engeller: 171
Sevk uygulamaları konusunda yaşanan ihlaller: 30
Keyfi uygulamalar (kitap, mektup vb. Yasaklamalar): 181
Tecrit (45/1 numaralı genelge ve uygulaması): 46
Diğer ihlaller: 112

Kaynak: Bianet


Anarşist Tutsak Harold H. Thompson Hayatını Kaybetti

Tennessee, ABD (11.11.2008) - ABD - Tennessee'de Amerikan Devleti'nin elinde tutsak bulunan Harold H. Thompson 11 Kasım 2008'de bir kalp krizi sonucu hayata veda etti.

"Ben bir otorite karşıtıyım, ırkçılık karşıtıyım, cinsiyetçiliğe karşıyım ve İrlandalı bir devrimci olmaktan gurur duyuyorum. Ben ayrıca bir vejetaryenim ve hayvan kurtuluş mücadelesini inançla destekliyorum. Sivil/insan hakları için çalışacağım ve vazgeçmeyeceğim, dönmeyeceğim, korkmayacağım. Baskı ve zulme karşı mücadele eden herkesle dayanışma içerisinde olacağım, özellikle de anarşist hareketteki kardeşlerimle".
Harold H. Thompson Anarşist Tutsak


Kaynak:
http://www.haroldhthompson.uwclub.net/

9 Ekim 2008 Perşembe

Yine Metris Yine Cinayet

Polisle Metris Cezaevi’nde görevli gardiyan ve jandarmaların, tutuklu dört gence işkence yaptığı öne sürüldü. Coplarla dövüldüğü iddia edilen Engin Ceber, Şişli Etfal Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde yaşam savaşı veriyor. OLay üzerine Meclis İnsan Hakları Kurumu da hareket geçti. Kurul Başkanı Üskül gerekirse Metris'e bir heyet gönderebileceklerini söyledi.


ANKARA - İstanbul polisi ve Metris Özel Tip Cezaevi’nde görev yapan gardiyan ve jandarmaların, tutuklanan dört gence işkence yaptığı öne sürüldü. Tahta coplarla dövüldüğü iddia edilen Engin Çeber, Şişli Etfal Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde yaşam savaşı veriyor.
Geçen yıl İstanbul’da Tekstil işçisi 17 yaşındaki Ferhat Gerçek, Yenibosna Zafer Mahallesi’nde bayilerde serbestçe satılan ‘Yürüyüş’ adlı haftalık sol bir dergiyi satarken polisler tarafından vurudu. Gerçek felç oldu.
Gerçek’in arkadaşları 28 Eylül 2008 günü, arkadaşlarının felçli kalması nedeniyle olayı bir kez daha protesto etti ve Gerçek gibi Yürüyüş dergisi dağıtmak istedi. Ancak polisin tutumu farklı olmadı. Polis, önce 15 kişilik grubun önünü kesti ve Özgür Karakaya, Engin Çeber adlı gençler “aranıyor” denilerek gözaltına alınmak istendi. Grup direnince, Aysu Baykal ve Cihan Gün adlı gençler de ‘polise mukavemet’ suçlamasıyla gözaltına alındı. İddialara göre İstinye Polis Merkezi’ne götürülen gençler, polisler tarafından dövüldü. Gençlerin maruz kaldığı şiddet, İstinye Devlet Hastanesi’nde alınan raporlarla da belgelendi.
Hastane raporları üzerine sanık avukatlarından Oya Aslan, Sarıyer Savcılığı’na olay günü İstinye Polis Merkezi’nde görevli polisler hakkında ‘Görevi kötüye kullanma, işkence ve zalimane, insanlık dışı, muamele’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Aslan, müvekillerinin birinin oturamaz, birinin de yürüyemez hale nasıl geldiğini belirterek polislerin ise “kendilerini yerden yer attılar. Kafalarını duvara çarptılar” dediğini aktardı. Aslan, şöyle devam etti: “Sağlık durumları karşısında derhal bir soruşturma başlatması gereken savcılık makamı müvekkillerim ‘şikâyetçiyim’ dediği halde bir soruşturma başlatmamıştır.”
Tutuklanan dört genç Metris Özel Tip Cezaevi’ne konuldu. Müvekillerini dün ziyaret etmek için cezaevine giden avukat Aslan, Özgür Karakaya ve Cihan Gün ile görüştü. Aslan’ın, Engin Çeber’i görüşmek istemesi üzerine acı gerçek ortaya çıktı. Avukat Aslan şunları aktardı: “Özgür Karakaya ile görüştüm. Özgür’ün beyanına göre, önce jandarma tarafından Metris Özel Tip Cezaevi’ne giriş esnasında ardından, Karantina koğuşuna alınmadan önce tahta coplarla gelişigüzel dövüldüklerini, bu işlemin dört defa beşer dakikalık aralıklarla sürdüğünü, işkence gördüğünü, yüzüne ve kafatasına darp aldığını söyledi. Akşam yine kovalarca su dökülüp, yine tahta sopalarla dövüldüklerini belirtti. Engin Çeber’le görüşmek istedik. Hastaneye kaldırıldığını söyledikten sonra ‘Öldü’ dediler. Ancak daha sonra tekrar hastanede olduğunu anlattılar. Hastaneye gittiğimizde Engin’in yoğun bakımda ve hayati tehlikesi olduğunu gördük.”


Kaynak: Radikal

İnfazı durdurulmayan çiftçi hapiste can verdi


62 yaşındaki çiftçi cezaevinde öldü 04 Ekim 2008 09:41
Sağlık kurulunun 'İnfaz Durdurma Raporu'na rağmen tahliye edilmeyen 62
yaşındaki Duran Doğan isimli çiftçi, 9 ay kaldığı Metris Cezaevi'nde
öldü.
Acılı aile, "Ergenekon terör örgütüne üye olanlar sağlık sorunları
nedeniyle cezaevinden tahliye oldu. Babamız ise hastanelerin
raporlarına rağmen tahliye edilmedi, ölüme terk edildi. Bu mu adalet?"
diyerek yetkililere tepki gösterdi.

Yozgat'ın Çekerek ilçesinde 40 yıl önce satın aldığı tarlanın orman
arazisi olması nedeniyle 2002 yılında şikayet edilen Duran Doğan,
yerel mahkeme tarafından "Orman Kanununa Muhalefet' suçundan 3 yıl
hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme süreci başladığında İstanbul'da
olan ve hakkında verilen mahkumiyet kararından bilgisi olmadığı
belirtilen Doğan, 2008 yılının Ocak ayında evine gelen polisler
tarafından tutuklandı. Metris Cezaevi'ne konulan Doğan'ın yakalanmadan
önce akciğer, kalp ve böbrek yetmezliği hastalıklarından dolayı
sürekli tedavi gördüğü belirtildi.

Cezaevine giren Doğan, bu hastalıkları nedeniyle zamanının çoğunu
hastanelerde geçirmeye başladı. Doğan, 9 aylık mahkumiyeti sırasında
Koşuyolu Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi'nde Bypass ameliyatı
oldu. Daha sonra 3 kez Anjiyo olan Doğan için Haseki Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu, Doğan hakkındaki infaz kararının
bir yıl süre ile durdurulması yönünde rapor düzenledi. Hastalığı iyice
ilerleyen Doğan'ın oğlu Cevdet Doğan, sağlık kurulunun raporunu
onaylaması için raporu Adli Tıp Kurumu'na getirdi. Babasının
mahkumiyet cezasının bir yıl durdurulmasına karar veren sağlık
kurulunun raporu Adli Tıp Kurumu'nun onayından sonra geçerlilik
kazanacaktı. Ancak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, raporu
onaylamayarak Doğan'ın tedavisinin hapishane şartlarında devam
etmesini istedi. Doğan Metris Cezaevi'nde önceki gün gece saat 22:00
sıralarında hayatını kaybetti. Babasını cenazesini Adli Tıp
Kurumu'ndan alan Cevdet Doğan, "Babam için birçok hastanenin verdiği
tahliye raporunu onaylamayan Adli Tıp Kurumu şimdi cenazesini bize
teslim ediyor." dedi. Duran Doğan'ın küçük oğlu Serdar Doğan ise,
"Ergenekon terör örgütüne üye olmaktan ceza alanlar sağlık durumlarını gerekçe
göstererek ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Benim babam için
İstanbul'un en iyi hastanelerinin verdiği 'Cezaevinde kalamaz,
tedavisi hastane şartlarında devam etmeli' şeklindeki raporlar
görmezden gelindi. Bu mu adalet?" diyerek tepkisini dile getirdi.
Cezaevi savcısı ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu hakkında
şikayetçi olacaklarını belirten Doğan'ın çocukları, "Bizim babamız
terörist değildi, silahlı terör örgütü üyesi de değildi. Neden
hastanelerin verdiği raporlar dikkate alınmadı?" diyerek yetkililere
tepki gösterdi.

Bayramın birinci günü cezaevinde hayatını kaybeden Duran Doğan'ın
cenazesi, Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak Gaziosmanpaşa'da toprağa
verildi.

ynak: Haber 7