9 Ekim 2008 Perşembe

Yine Metris Yine Cinayet

Polisle Metris Cezaevi’nde görevli gardiyan ve jandarmaların, tutuklu dört gence işkence yaptığı öne sürüldü. Coplarla dövüldüğü iddia edilen Engin Ceber, Şişli Etfal Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde yaşam savaşı veriyor. OLay üzerine Meclis İnsan Hakları Kurumu da hareket geçti. Kurul Başkanı Üskül gerekirse Metris'e bir heyet gönderebileceklerini söyledi.


ANKARA - İstanbul polisi ve Metris Özel Tip Cezaevi’nde görev yapan gardiyan ve jandarmaların, tutuklanan dört gence işkence yaptığı öne sürüldü. Tahta coplarla dövüldüğü iddia edilen Engin Çeber, Şişli Etfal Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde yaşam savaşı veriyor.
Geçen yıl İstanbul’da Tekstil işçisi 17 yaşındaki Ferhat Gerçek, Yenibosna Zafer Mahallesi’nde bayilerde serbestçe satılan ‘Yürüyüş’ adlı haftalık sol bir dergiyi satarken polisler tarafından vurudu. Gerçek felç oldu.
Gerçek’in arkadaşları 28 Eylül 2008 günü, arkadaşlarının felçli kalması nedeniyle olayı bir kez daha protesto etti ve Gerçek gibi Yürüyüş dergisi dağıtmak istedi. Ancak polisin tutumu farklı olmadı. Polis, önce 15 kişilik grubun önünü kesti ve Özgür Karakaya, Engin Çeber adlı gençler “aranıyor” denilerek gözaltına alınmak istendi. Grup direnince, Aysu Baykal ve Cihan Gün adlı gençler de ‘polise mukavemet’ suçlamasıyla gözaltına alındı. İddialara göre İstinye Polis Merkezi’ne götürülen gençler, polisler tarafından dövüldü. Gençlerin maruz kaldığı şiddet, İstinye Devlet Hastanesi’nde alınan raporlarla da belgelendi.
Hastane raporları üzerine sanık avukatlarından Oya Aslan, Sarıyer Savcılığı’na olay günü İstinye Polis Merkezi’nde görevli polisler hakkında ‘Görevi kötüye kullanma, işkence ve zalimane, insanlık dışı, muamele’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Aslan, müvekillerinin birinin oturamaz, birinin de yürüyemez hale nasıl geldiğini belirterek polislerin ise “kendilerini yerden yer attılar. Kafalarını duvara çarptılar” dediğini aktardı. Aslan, şöyle devam etti: “Sağlık durumları karşısında derhal bir soruşturma başlatması gereken savcılık makamı müvekkillerim ‘şikâyetçiyim’ dediği halde bir soruşturma başlatmamıştır.”
Tutuklanan dört genç Metris Özel Tip Cezaevi’ne konuldu. Müvekillerini dün ziyaret etmek için cezaevine giden avukat Aslan, Özgür Karakaya ve Cihan Gün ile görüştü. Aslan’ın, Engin Çeber’i görüşmek istemesi üzerine acı gerçek ortaya çıktı. Avukat Aslan şunları aktardı: “Özgür Karakaya ile görüştüm. Özgür’ün beyanına göre, önce jandarma tarafından Metris Özel Tip Cezaevi’ne giriş esnasında ardından, Karantina koğuşuna alınmadan önce tahta coplarla gelişigüzel dövüldüklerini, bu işlemin dört defa beşer dakikalık aralıklarla sürdüğünü, işkence gördüğünü, yüzüne ve kafatasına darp aldığını söyledi. Akşam yine kovalarca su dökülüp, yine tahta sopalarla dövüldüklerini belirtti. Engin Çeber’le görüşmek istedik. Hastaneye kaldırıldığını söyledikten sonra ‘Öldü’ dediler. Ancak daha sonra tekrar hastanede olduğunu anlattılar. Hastaneye gittiğimizde Engin’in yoğun bakımda ve hayati tehlikesi olduğunu gördük.”


Kaynak: Radikal

İnfazı durdurulmayan çiftçi hapiste can verdi


62 yaşındaki çiftçi cezaevinde öldü 04 Ekim 2008 09:41
Sağlık kurulunun 'İnfaz Durdurma Raporu'na rağmen tahliye edilmeyen 62
yaşındaki Duran Doğan isimli çiftçi, 9 ay kaldığı Metris Cezaevi'nde
öldü.
Acılı aile, "Ergenekon terör örgütüne üye olanlar sağlık sorunları
nedeniyle cezaevinden tahliye oldu. Babamız ise hastanelerin
raporlarına rağmen tahliye edilmedi, ölüme terk edildi. Bu mu adalet?"
diyerek yetkililere tepki gösterdi.

Yozgat'ın Çekerek ilçesinde 40 yıl önce satın aldığı tarlanın orman
arazisi olması nedeniyle 2002 yılında şikayet edilen Duran Doğan,
yerel mahkeme tarafından "Orman Kanununa Muhalefet' suçundan 3 yıl
hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme süreci başladığında İstanbul'da
olan ve hakkında verilen mahkumiyet kararından bilgisi olmadığı
belirtilen Doğan, 2008 yılının Ocak ayında evine gelen polisler
tarafından tutuklandı. Metris Cezaevi'ne konulan Doğan'ın yakalanmadan
önce akciğer, kalp ve böbrek yetmezliği hastalıklarından dolayı
sürekli tedavi gördüğü belirtildi.

Cezaevine giren Doğan, bu hastalıkları nedeniyle zamanının çoğunu
hastanelerde geçirmeye başladı. Doğan, 9 aylık mahkumiyeti sırasında
Koşuyolu Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi'nde Bypass ameliyatı
oldu. Daha sonra 3 kez Anjiyo olan Doğan için Haseki Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu, Doğan hakkındaki infaz kararının
bir yıl süre ile durdurulması yönünde rapor düzenledi. Hastalığı iyice
ilerleyen Doğan'ın oğlu Cevdet Doğan, sağlık kurulunun raporunu
onaylaması için raporu Adli Tıp Kurumu'na getirdi. Babasının
mahkumiyet cezasının bir yıl durdurulmasına karar veren sağlık
kurulunun raporu Adli Tıp Kurumu'nun onayından sonra geçerlilik
kazanacaktı. Ancak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, raporu
onaylamayarak Doğan'ın tedavisinin hapishane şartlarında devam
etmesini istedi. Doğan Metris Cezaevi'nde önceki gün gece saat 22:00
sıralarında hayatını kaybetti. Babasını cenazesini Adli Tıp
Kurumu'ndan alan Cevdet Doğan, "Babam için birçok hastanenin verdiği
tahliye raporunu onaylamayan Adli Tıp Kurumu şimdi cenazesini bize
teslim ediyor." dedi. Duran Doğan'ın küçük oğlu Serdar Doğan ise,
"Ergenekon terör örgütüne üye olmaktan ceza alanlar sağlık durumlarını gerekçe
göstererek ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Benim babam için
İstanbul'un en iyi hastanelerinin verdiği 'Cezaevinde kalamaz,
tedavisi hastane şartlarında devam etmeli' şeklindeki raporlar
görmezden gelindi. Bu mu adalet?" diyerek tepkisini dile getirdi.
Cezaevi savcısı ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu hakkında
şikayetçi olacaklarını belirten Doğan'ın çocukları, "Bizim babamız
terörist değildi, silahlı terör örgütü üyesi de değildi. Neden
hastanelerin verdiği raporlar dikkate alınmadı?" diyerek yetkililere
tepki gösterdi.

Bayramın birinci günü cezaevinde hayatını kaybeden Duran Doğan'ın
cenazesi, Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak Gaziosmanpaşa'da toprağa
verildi.

ynak: Haber 7